13 Aralık 2009 Pazar

Görmek... Duymak... Sonrasını uydurmak...

Şarkı söylüyormuşum
Sokaklarda,
Görmüşler.

Yere yere bakıyormuşum
Yürürken,
Duymuşlar.

Sonrasını kendileri uydurmuşlar.

Pazar gecesi... Dingin bir günün son saatleri... Ve artık ben de bir blog sahibiyim... Madem bir gazetenin bir köşesini kapamayacaksın Nilgün, kendi köşeni kendin yap diyerek kalkıştım böyle bir işe...
Ben bir gazeteciyim, Hürriyet'in ekonomi sayfalarında editörüm, bu aralar hakkıyla yapamıyorum ama kendimi muhabir olarak görürüm... Koca koca yazarlar bile haber peşinde koşup muhabirlik yaptığına göre işin en haz veren kısmı orasıdır...
İşimiz ekonomi ya herkes benden ve tüm ekonomici(!) arkadaşlarımdan hep bu konuda yazmasını, hep bu konuda konuşmasını bekler... Tamam her şeyin ekonomi ile bir şekilde ilişkillendirilebileceğini savunurum ben de, bir yere kadar... Sürekli dolar ne olacak, borsa nereye gidecek, kriz biter mi, sürer mi sorularına muhatap olmak pek de sevimli bir durum değildir açıkcası... Kelin ilacı olsa... der geçerim çoğu zaman... Yine de bu kadar renksiz bir insan olarak görülmek sıkar canımı...
O nedenle buraya kesinlikle ekonomi haberleri falan koymayacağım. Ekonomiden söz etmeyeceğim diye söz veremem ama! Dedim ya her yol ekonomiye çıkabilir. Aşk bile! Nasıl demeyin, önümüzde 14 Şubat var hatırlatırım! Siz o gün bir kırmızı gülün bir gönülü nasıl alacağını düşünürken, ben ne kadar gül satıldığına, bu işten kimin ne kazandığına kafa yorabilirim...:)
Ne yazacağım konusunda bir kısıt getirmeyeceğim kendime, aklıma eseni, aklıma estiği şekliyle yazacağım buraya... Rüzgar nereye götürürse...
Ha girişteki şiir Özdemir Asaf'ın Altro'su...
Hep başkaları görüp, duyup, uyduracak değil ya...

1 yorum:

  1. Nilgün,
    İyiekonomi yazmak için dünyayı anlamak lazım derim hep, senin yazını okuyunca nekadar haklı olduğumu gördüm. Yazılarını merakla bekliyorum. Yeni medyan hayırlı olsun. Gerçi burada şimdilik maaş yok...canankonuk

    YanıtlaSil