16 Aralık 2009 Çarşamba

Övgüde cimri eleştiride hoyrat olmak

bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!

Bugün için şu yağmurlu, soğuk günlerde biraz daha içimizi ısıtacak, yüzümüzde küçük bir gülümseme yaratacak bir şeyler yazmak istiyordum. En eğlenceli sözcükleri bulmak, neşelenmek, neşelendirmek istiyordum. Dum.
Ta ki sevgisizlik hastalığının domuz gribinden bile daha hızlı bir şekilde yayıldığını fark edene kadar.
Aslında hepimiz zaman zaman bunu fark eder, sonrasında bazı insanların kendini bilmezliğine, kendini beğenmişliğine verir geçiştiririz. Bugün ben geçiştiremedim, o ortalığa salınan nefret duygularının üzerime üzerime geldiğini hissettim. Hani ahmaklık olacağını bilmesem benden uzak durun kötüler diye bağıracağım… Değirmenlere savaş açmış Don Kişot gibi salacağım kendimi ortalara… Hadi ona saf idealist dediler de benimki düpedüz delilik olacak…
Bu ne şiddet, bu ne celal demeyin bana, ben bu sözcükleri başkaları için kullanacağım birazdan:)
Bugünlerde sevgisizlik hastalığına bulaştım, çok şükür hastalığın bana bulaştığı yok da, sevgisizlere karşı farkındalığım arttı sanki.
Hastalığı size de bulaştırmak istemem ama şöyle bir etrafınıza bakın; sürekli ama sürekli bir şeylerden şikayet eden, sürekli ama sürekli birilerini eleştiren, sürekli ama sürekli yapılan hiçbir işi beğenmeyen ne çok insan var!
Hani bir şeye güzel dese zevksizliği ortaya çıkacak, hani bir şeye de iyi dese karizması sarsılacak gibi davranıyor pek çok insan. O olmamış, bu olmamış! Daha da ötesi nefret ediyorum diyebiliyor birilerinden söz ederken. Nasıl da kolay kullanılıyor nefret sözcüğü… Kolay mı bu kadar birinden nefret etmek, kolay mı bu kadar birinin emeğini nefret edecek kadar kötü bellemek?
Beğenileri eh’ten öte gitmeyen bu insanlar nasıl bu kadar kolay nefret edebiliyor her şeyden?
Dikkat edin tek başınayken daha çekingen ve tutuk, güncel deyimle snop duran bu tipler, kendileri gibi birilerini bulup, bir iki sohbete koyulunca da hemen aşağılayıcı bir dil geliştiriyorlar. Bir tek onların kalbi var, bir tek onların ruhu… Zeka desen hepsi Einstein zaten… Gerisi insan müsveddesi…
İyi ama bu ne şiddet, bu ne celal? Bir dur, bir sakinleş, bin düşün, bir konuş be kardeşim. Övgülerinde bu kadar cimriyken, eleştirilerinde bu kadar hoyrat olma. Sana da yazık, bize de:)
Bak ne diyor Küçük İskender, şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler var…
Şiir; De Gülüm…
Sevgiyle okuyun, sevgiyle kalın…

1 yorum:

  1. bizler varız, şiirleri okuyan, çocukları seven ve bir birimizi saygıyla okuan canan konuk

    YanıtlaSil