15 Aralık 2009 Salı

Güçlü ve başarılı olmak zorunda değilim...

yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Geçmiş günlerden birinde, kitaplarını okumuşluğum da olan bir kişisel gelişim uzmanı ile sohbet ediyorduk, güçlü ve başarılı olmak üzerine… Bunu nasıl yönetebileceğimizi anlatıyordu, sakin sakin… Zirveye ulaşmak, orada kalmak için neler yapılması gerektiğinden söz ediyordu tane tane… İyi ama dedim, güçlü ve başarılı olmak, herkesi geçip zirveye çıkmak zorunda mıyım? Zirveye çıkmak da yetmiyor zaten, bir de orada kalmak için neden uğraşayım?
Araya laf karıştı, müzik başladı derken benim sorum yanıtsız kaldı…
Ekmek parasını bu işten kazanan birinden yanıt beklemek yerine, kendi kendime düşündüm, epeyce düşündüm… Bir sonuca da vardım kendimce; başkalarını bilmem ama ben güçlü ve başarılı olmak zorunda değilim…
Aslında severim sıfırdan yükselmiş, başarılarıyla başkalarına örnek olmuş insanların hikayelerini… Modern zaman masalları gibi gelir bana… Bir Oprah Winfrey’in yaşam hikayesi büyüleyicidir örneğin… Beyaz erkeklerin egemen olduğu talk show dünyasında siyah bir kadın olarak dipten zirveye çıkan, yoksul ve acılı bir çocuktan dünyanın sayılı zenginlerinden birini yaratan bu kadına hayranlık ve hatta sevgi beslerim… Örnek alır, örnek olarak da gösteririm ama bir yere kadar…
O Oprah!!!
İyi ama Oprah yapabilmişse ben neden yapmayayım diyenler olacaktır şimdi:)
Cevabım hazır; eğer kendini öyle iyi hissedeceksen ve mutlu olacaksan neden yapamayasın, hadi yap! Ama burada ‘iyi hissetmek’ ve ‘mutlu olmak’ sözcüklerini de tırnak içine alacağım.
Benim ölçütüm bunlar, kendimi iyi hissediyorsam ve mutlu oluyorsam bir işten, zaten başarmışım demektir… Yaptığım iş bana kendimi iyi hissettiriyor ve mutlu ediyorsa, orasıdır benim zirvem…
Başkalarının bize empoze etmeye çalıştığı güç, başarı, şan, şöhret gibi yaftaları umursamadan insanca yaşamaya bakalım demek istediğim… Her ne iş yapıyorsak iyisini yapalım, kapasitemizi ortaya koyalım, bir işe yarayalım. Ama güçlü ve başarılı olacağım derken ruh hastası olmayalım:)
Yok ille de başkalarıyla yarışacağım, onları geçeceğim, tek başıma zirveye çıkacağım diyen varsa –kimse de bunu böyle açık sözlülükle söylemez ya- ne diyeyim yolu açık olsun… Ama meşhur bir söz vardır, onu da söylemeden geçemeyeceğim; mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur…
Bugün seçtiğim şiir Nazım Hikmet’in Yaşamak’ı… Fazla söze ne hacet…

2 yorum:

  1. Sanıyorum her şeyden önce başarı kelimesini iyi tanımlamamız gerekiyor kendimizde. Ve bu tanımı iyice özümseyerek öyle kolları sıvamamız. Gereksiz ve fazla bir hırsla yoğurulmuş bir çalışmanın getirdiği başarının insanı kör ettiğini düşünürüm ben. Öyle bir körlüktür ki bu kaybedilen pek çok şeyin farkına varmaz insan. Gözü hep tepededir çünkü ve tepeye çıktıktan sonra da çabası bulunduğu yeri korumaya yöneliktir. Yine kördür. Sanıyorum "en iyi ben olmalıyım, ben olacağım, gerisi önemli değil" mantığı bu sorunları yaratan. Bu nedenle sahip olduğu yetenekleri iyi kullanabilmek, kendi egosundan ziyade başkalarının mutluluğu ve iyiliği için de çalışıyor olduğunu bilmek, tüm başarıların gelir geçer olduğunu unutmamak, temel mutluluk için sahip olunması gerekenleri (sağlık, dostlar gibi) kaybetmemek için özel bir çaba sarfetmek başarının önemli parçaları.

    YanıtlaSil
  2. Başkalarının bize empoze etmeye çalıştığı güç, başarı, şan, şöhret gibi yaftaları umursamadan insanca yaşamaya bakalım demek istediğim"

    Daha iyi tanımlanamazdı:)
    "kendin olmak' 'farkına varmak' başarının en önemli anahtarı ve zirvede kalmayı sağlayan en önemli unsurlar diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil