17 Aralık 2009 Perşembe

Siz normal misiniz?

Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal...

Zaman zaman okuduğum kitapları karıştırmayı severim. Öyle amaçsız bir karıştırma değildir bu, hatırlamak istediğim bir şey vardır o kitapta... Bilmem kaç yüz sayfanın içinde onu ararım. Genelde de tam olarak neyi aradığımı hatırlayamam, hatırlasam zaten aramam:) Bir his kalmıştır, cümleler uçmuş gitmiştir aklımdan. Sayfaları karıştırır, bir başa bir sona giderken aramadığım ne varsa bulurum da, aradığım o her neyse onu bulmam biraz zaman alır, aynen hayatta olduğu gibi...
Bugün de elime Paula Coelho’nun Kazanan Yalnızdır’ını aldım, gösteriş dünyasını anlatan bir kitap ama ilgilendiğim konu o değil, başka bir şey vardı orda… Bölüm sonlarında birer madde halinde aradığım şey, kitabın başlarında alt alta tam kırkaltı madde halinde çıktı karşıma...
Sonunda buldum, mutluyum, sizce normal miyim:)
Evet konumuz da bu zaten normal olmak ne demek?
Buna bir sürü yanıt verilebilir, boşverin… Hiç kafamızı yormayalım, son derece somut örneklerle size aktaracağım. Romanda Javist adlı kahraman –beni böyle arattığına göre misyonu büyük ama romandaki rolü küçük olan bu adam- bir liste yapıyor. Bu listeden bazı maddeleri buraya taşımak istiyorum. Buraya yazayım ki normalleşme belirtisi gösterdiğim an aklımı başıma toplamam gerektiğini hatırlayayım:) İşte seçtiğim maddeler:
- Normal bize kim olduğumuzu ve ne istediğimizi unutturan her şeydir; böylece üretmek, yeniden üretmek ve para kazanmak için çalışabiliriz.
- Her gün dokuzdan beşe hiç zevk almadığın bir işte çalışıp, otuz yıl sonra emekli olmak.
- Gücün paradan, paranın da mutluluktan çok daha önemli olduğuna inanmak.
- Paradan çok mutluluğun peşinde koşan herkesle alay etmek ve onları “hırstan yoksun olmakla” suçlamak.
- Araba, ev, giysi gibi nesneleri kıyaslamak ve yaşamanın gerçek nedenini keşfetmeye çalışmak yerine, yaşamı bu tür kıyaslamalara göre tanımlamak.
- Sana toplumda düzgün bir konum sunan ilk kişiyle evlenmek. Aşk bekleyebilir.
- Gerçekte hiç denemediğin halde hep “denedim” demek.
- Depresyonu her gün aşırı dozda televizyon izleyerek bastırmak.
- Elde etmiş olduğun her şeyi sağlama alabileceğinizi sanmak.
- Saldırgan ve kaba olmanın “güçlü bir kişiliğe” sahip olmakla eşanlamlı olduğuna inanmak.
- İyi, dürüst ve saygıdeğer biri olursan, herkesin seni zayıf, savunmasız ve kolayca yönlendirilebilecek biri olarak göreceğini düşünmek.
- Özveriyi gerektirmemişse hiç kuşkusuz sahip olmaya değmeyeceği için, kolay elde edilen her şeyi küçümsemek.
Bu kadarı yeter… Listeyi de sözü de uzatmaya gerek yok.
Şiir Aziz Nesin’den Kendime Öğüt…
Ne demek istediğimi anladınız, biliyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder